Yargı Reform Adımlarıyla Güçleniyor
TNT tüm Ücretler ödenene kadar hiçbir hak talebiyle ilgili eylemde bulunmak zorunda değildir; talep eden taraf hak talebi tutarını söz konusu Ücretlerden mahsup edemez. Bir gönderi ile bağlantılı olarak yalnızca tek bir hak talebinde bulunulabilir. Bir talep için ödeme yapılmasının kabulü, daha sonraki zararları tazminat yoluyla alma ya da gönderi ile bağlantılı daha fazla tazminat talep etme hakkını sona erdirir. Paketleri TNT’ye bir paket konsolide eden firma üzerinden sunulan Gönderenler veya Alıcıların TNT’ye karşı yasal veya parasal olmayan tedbir hakkı bulunmamaktadır. 19.1 Taşıma Hizmetlerine ilişkin Standart Sorumluluk Sınırı. TNT’nin Taşıma Hizmetlerinin sağlanmasıyla bağlantılı olarak kayıp, hasar veya gecikme için sorumluluğu, yürürlükteki Sözleşme kapsamında belirtilen (Gönderici, Bölüm 19.3 ve 19.4’te açıklandığı gibi Gelişmiş Sorumluluk veya Sigorta belirtmek için ek bir ücret ödemeyi seçmediği sürece) tutarla sınırlı olacaktır. TNT, yürürlükteki ulusal taşımacılık yasalarında herhangi bir zorunlu veya daha düşük sorumluluk sınırı olmadığı durumlarda, söz konusu sınırı yurt içi Taşıma Hizmetlerinin sunulmasından kaynaklanan tüm hak taleplerine de uygulayacaktır (Gönderici 19.3\. Canlı casino oyunlarıyla gerçek bir kumarhane deneyimi yaşa. PinUp\. ve 19.4. Bölümlerde belirtildiği üzere Gelişmiş Sorumluluk veya Sigorta belirtmek üzere bir ek ücret ödemeyi seçmediği sürece). TNT’nin Gönderiyle bağlantılı olarak kanıtlanmış zarar, hasar, gecikme veya diğer herhangi bir hak talebine ilişkin yükümlülüğü Gönderinin onarım maliyeti, amortismana tabi tutulmuş değeri veya değiştirme maliyetinden hangisi daha düşükse, ilgili tutarı aşmayacaktır. TNT bir hak talebine konu olan Gönderinin içeriğinin değerine ait bağımsız kanıtlar talep etme hakkına sahiptir. 13.7 TNT bazı durumlarda, kendi takdirine bağlı olarak, TNT (veya TNT’nin seçtiği müşavir) dışında veya Gönderen tarafından gönderilen müşavir dışında atanmış bir gümrük müşavirini kullanma talimatlarını kabul edebilir. Her durumda, TNT (veya TNT’nin seçtiği müşavir), söz konusu diğer müşavirin belirlenememesi veya gümrük işlemlerini gerçekleştirmemesi ya da TNT’ye müşavirle ilgili eksiksiz bilgilerin (isim, adres, telefon numarası ve posta kodu dahil) sağlanmaması hallerinde Gönderinin gümrük işlemlerini kendisi gerçekleştirme hakkını saklı tutar.
1 Temmuz 2014 tarihli S.A.S. – Fransa kararında İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (Mahkeme), kamuya açık alanda yüzü tamamen kapatan peçenin, yani nikabın [1] giyilmesinin yasaklanmasını değerlendirmiştir. Mahkeme oybirliğiyle, somut olayda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Ayrımcılık Yasağı” başlıklı 14. Maddesinin, ikiye karşı onbeş oyla “Özel ve aile hayatına saygı hakkı” başlıklı 8. Ve “Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” başlıklı 9. Maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir. TCK m.247’nin gerekçesinde; zimmet suçunun oluşabilmesi için, suç konusu şeyin “amacı dışında kullanılması” ibaresine yer verilmiş ve “zimmete geçirme” fiilinin bu yolla gerçekleşebileceği öngörülmüştür. Gerekçede yer alan bu ibare, zimmet suçuna yeni bir unsur katamaz. Örneğin idarenin verdiği bilgisayarı, konutuna (kendi egemenlik alanına) götürüp UYAP üzerinde karar yazmakta kullanan veya başka amaçla kullanan kamu görevlisi zimmet suçu işlemiş sayılamaz. Bu fiilin, TCK m.247/3’de yer alan malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmesi halini düzenleyen “kullanma zimmeti” sayılıp sayılmayacağı tartışılabilir.
Ancak idareye dava açmadan önce itirazda bulunmak bir zorunluluk olmayıp tercihe göre doğrudan dava açılması yoluna da gidilebilir. Trafik idari para cezasıyla birlikte aracın trafikten men edilmesine de karar verilmişse, yetkili mahkeme, kararı veren polis amirliğinin bulunduğu yerdeki İdare Mahkemesi olacaktır. Başka bir ifadeyle, bu gibi durumlarda hem idari para cezasının hem de trafikten men cezasının iptali için İdari Mahkeme yetkili kabul edilmiştir. İtiraz süresi ise, genel süreden farklı olarak kararın tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Dava konusu kuraldageçen “üçüncü fıkradaki usulle” ibaresi bu fıkradaki “diğer iletişim araçlarıile bildirim yapılması” yönünden Anayasa’nın 125. Maddesinin üçüncüfıkrasındaki idari işlemelere karşı açılacak davalarda sürenin yazılım bildirimtarihinden başlayacağına belirten hükmüne aykırılık taşımaktadır. Kural,muhataplarının savunma ve dava haklarını ortadan kaldırma potansiyeli taşıması nedeniylehak arama özgürlüğü ve etkili başvuru yolu hakkıyla bağdaşmamaktadır. Bu çerçevede 9.madde kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi bakımından yargısalmakamlar tarafından gözetilmesi gereken hususlar birçok kez tekrarlanmıştır (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 111). Dava konusu kurallarda öngörülentedbirin ceza yargılaması sürecinden kopuk ve Başkan tarafından yapılacak birsuç tespitine bağlı olarak uygulanan nihai bir tedbir niteliğinde olduğuanlaşılmaktadır.
Aşağıda detaylı bir şekilde açıklanacağı üzere iptali istenenkurallar sosyal medya platformları ve sosyal medya kullanıcıların mülkiyet veteşebbüs haklarına, sözleşme özgürlüklerine, kullanıcıların haberleşme, ifade,basın ve bilim özgürlüklerine müdahale teşkil etmektedir. Maddesiyle yer sağlayıcılariçinde özel bir kategori olarak sosyal ağ sağlayıcılar tanımlanmış ve sosyal ağsağlayıcılar için bu maddede öngörülen spesifik yükümlülükler öngörülmüştür. Yukarıda belirtildiği gibi Anayasa mahkemesi tarafındanbelirlenen ilkelerden hiç birine yer vermeyen, herhangi bir denge testiiçermeyen ve keyfi bir şekilde siyasal iktidarın hoşuna gitmeyen her türlühaberin silinmesini ve “gerçeğin” yeniden ve tek yanlı olarak tanımlanmasınaolanak sağlamak üzere düzenlendiği anlaşılan 5651 sayılı Kanun’un 9. Maddesine eklenenonuncu fıkra ilişkilendirilmemeye dayanak teşkil edecek kriterlerin ortayakoyulmamış olması sebebi ile Anayasa’nın 2., 13., 26., 27., 28., ve 40.maddelerine aykırıdır. Maddenin gerekçesinde kişilik haklarının daha etkin korunmasıamacıyla kişilik haklarını ihlal eden içeriklerle hakları ihlal edilenkişilerin adının ilişkilendirilmemesine olanak sağlama amacıyla düzenlemeyapıldığı belirtilmiş ve gerek Adalet Komisyonu gerekse TBMM Genel Kurulu’nunkanun tasarısı metni üzerinde gerçekleştirdiği görüşmeler sırasında sıklıkla “UnutulmaHakkı’na” atıfta bulunulmuştur. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ilk seçimi sırasında yaşanan ve “367 krizi” olarak bilinen hadisenin ardından yapılan tepki içerikli Anayasa değişikliğinde, Cumhurbaşkanını halkın temsilcileri olan milletvekillerinin değil, doğrudan halkın seçmesi usulü kabul edildi. Parlamenter demokrasiye, Anayasa ile kabul edilen sisteme, Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerine ters olan bu seçim usulünün, özellikle “sorumsuz Cumhurbaşkanı” kuralından dolayı isabetli olmadığını söylemek isteriz. Şimdi halkın seçeceği Cumhurbaşkanının “de facto” olarak “Devlet Başkanı” sıfatı ile Ülkeyi yöneteceği söylenmektedir ki, Anayasa ve kanunlar karşısında bu düşünce tartışmaya dahi açılıp savunulamaz. En azından Anayasa ve yönetim sistemi değişmedikçe, Türkiye Cumhuriyeti’nde parlamenter sistem geçerliliğini korumaya devam edecektir. 12 Ekim 2014 günü yapılacak HSYK seçimlerinin Türk Yargısı için hayırlı olmasını dilerim.
Yükümlülüğün yerine getirilmemesihalinde ilk uygulanacak olan yaptırımlar idari para cezası iken devamı halindereklam yasağı ve son olarak da internet trafiği bant genişliğini %90 oranındadaraltma yaptırımı öngörülmüştür. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. Fıkrasında yer alan, “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” hükmünün ne şekilde uygulanması gerektiğine ilişkin olacaktır. Yazımızda öncelikle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu ile ilgili genel bilgilere yer verecek daha sonra ise güncel Yargıtay kararları ışığında yukarıda yer verdiğimiz hükmün ne şekilde anlaşılması ve uygulanması gerektiğini belirteceğiz. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “İtibarın korunması” başlıklı 74. Maddesinde bulunan; “Bu Kanunun 74 üncü maddesine aykırı davrananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur.” hükmüyle de 74. Maddeye aykırılık teşkil edecek davranışlar suç olarak düzenlenmiştir. Anayasa m.129/6 uyarınca; memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı ceza yargılaması yapılabilmesi, kanunda belirlenen istisnalar saklı kalmak kaydıyla, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlıdır.
Genel olarak bu platformlarda tutulan veriler kullanıcılarınyerleşim yeri üzerinden gruplandırılmamakta olup veriler bütünsel ve yedeklerişeklinde saklanmaktadır. Verilerin yerel bir şekilde depolanmasını zorunlukılmak ve/veya verinin bir kopyasının yerel bir şekilde depolanmasını zorunlukılmak bütün şirketlerin omzuna oldukça zorlayıcı ekonomik külfet getirmekteolup, bireylerin özgürce ve ücretsiz olarak hizmet alabilmesine engelolmaktadır. Günümüzde sosyal medya olarak da ifade edilen internet siteleridünyadaki tüm kullanıcıların bir arada iletişime geçebildiği ve haberleşme sağladıklarıbir mecra hâline gelmiştir. İçeriğin açıkça hukuka aykırılığının tespitinindeğerlendirilmesinin zorluğu ve vuku bulabilecek bildirimlerin çokluğu, 24saatlik sürenin son derece kısa olduğunu göstermektedir. İptali istenen kural içeriğin çıkarılması ve erişiminengellenmesi tedbirlerinden hangisinin hangi koşullarda uygulanacağına dairhiçbir ilke ortaya koymamıştır. Hatta bu tedbirlerin ikisinin aynı andauygulanması mümkünmüş gibi iki tedbir arasına “ve/veya” bağlacı konulmuştur. Tanımda yer alan “sosyal etkileşim”, “oluşturma”, “görüntüleme”ve “paylaşma” gibi kavramlar da hukuken belirsizdir. CMK m.149/3’e göre, “Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz”. 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu “Cumhurbaşkanı seçiminin sonuçlandırılması” başlıklı 20.
- Buna göre “elektronik posta veya diğer iletişimaraçları ile bildirim yapılabilir”.
- (2) Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.” hükmüne yer verilerek, “memurlar” ve “diğer kamu görevlileri” ayırımına gidildiği görülmektedir.
Cezalandırmak yetkisi devlet egemenliğinin bir sonucuolduğu için, devlet bu yetkisini de esasen kendi egemenlik alanı olan ülkesindekullanabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin cezalandırma yetkisinin yer bakımındansınırları hakkında Anayasa’da bir hüküm yoktur. Yargı yetkisi devletegemenliğinin bir sonucu olduğu için, bu yönde bir hükmün herhangi bir kanundayer almasına da gerek yoktur. Maddesinde “yargı yetkisinin Türkmilleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı” ifadesi, yargı yetkisininyer yönünden uygulanmasını değil, kimler tarafından uygulanacağınıgöstermektedir. Devlet, egemenlik ve yargı yetkisini esasen cezalandırmakyetkisiyle gösterdiği için yargı yetkisinin yer yönünden sınırları Türk CezaKanunu’nda (TCK) “Genel Hükümler” başlıklı birinci kitapta, “Kanunun UygulamaAlanı” başlıklı ikinci kısımda, 8.
Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği; 30 Nisan 2021 tarihinde, 3935 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe girmiş olup, 17 Eylül 1982 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. 2011 yılının Haziran ayında çiftin ilişkisi kötüleşmeye başlamış, başvurucu kalıcı olarak İspanya’da yaşamaya karar vermiş, bu kapsamda Madrid mahkemesine eşiyle müşterek çocuklarının velayetini almak için tedbir kararı verilmesi ve boşanmak için gerekli işlemlerin yapılması için başvuruda bulunmuştur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.91/3’de toplu suçlarda gözaltı süresi; ana süre 24 saat ve uzatması da her defasında 1 günü geçmemek kaydıyla 3 gün, yani 4 gün olarak belirlenmiştir. Bu süreye; şüphelinin, yakalama yerine en yakın hakime veya mahkemeye gönderilmesi için gerek duyulan azami 12 saat süre de eklenmelidir (CMK m.91/1’in son cümlesi). İşlendiği iddia edilen bir veya birkaç suç ile ilgili başlatılan soruşturmada şüpheli sayısının bir veya iki olduğu durumda ise gözaltı süresi 24 saattir (CMK m.91/1). Başlarken tarihten bir not;Tarihte bilinen iddianamelerden birisi, Maximilien Robespierre’nin 1793 yılında Fransa Kralı 16. Louis’ye karşı Konvansiyon önünde okuduğu suçlama belgesidir. Robespierre, Kralın idamını kamu yararına bir önlem ve ulusal yazgının bir gereği ve özgürlük girişimi olarak nitelediğinden, okuduğu iddianameye göre yargılanmasını ve avukatlar tarafından savunulmasını istemedi.
Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası ve esas hakkındaki mütalaa verildikten sonra, yeniden esas hakkında mütalaa verilip verilemeyeceğine ilişkpin up pın up. Bu yazımızda; bilişim sistemleri kullanılarak işlenen dolandırıcılık suçlarında, fiili bizzat icra eden failin suçu işlerken, hileli hareketleri kendi bilgileri yerine bir başka üçüncü kişinin bilgilerini kullanarak gerçekleştirmesi halinde, bilgileri kullanılan üçüncü kişilerin ceza sorumluluğu değerlendirilecektir. Bu yazımızda; INTERPOL (International Criminal Police Organization) yapısı ve uluslararası konumu, INTERPOL bültenleri ile bu bültenlere karşı başvuru yolları, Interpol Dosya İnceleme Komisyonu’nca, bültenlere karşı yapılan başvurularda verilen emsal kararlar ve bahse konu bültenlerin Türkiye Cumhuriyeti bakımından bağlayıcılığı değerlendirilecektir. Kişisel verileriniz, yürürlükteki ilgili mevzuat uyarınca, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun, doğru ve güncel olarak, belirli, açık ve meşru amaçlarla ve bu amaçlarla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmekte olup ilgili mevzuatta öngörülen ve işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmektedir. Bu internet sitesinde yer alan tüm bilgiler ve logoya ilişkin tüm fikri mülkiyet hakları Kulaçoğlu Hukuk Bürosu’na aittir. Bu durumda kararın tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde idareye başvuru hakkı bulunmakla birlikte idareye başvuru yapmak dava açmak için bir ön koşul niteliğinde değildir. İtiraz yoluna başvurmadan kararın tebliği tarihinden itibaren 60 gün içerisinde idare mahkemelerinde idari işlemin iptali davası açılabilir. İşyerinin faaliyetinin durdurulmasına yönelik verilen karara karşı durdurma işleminin gerçekleştiği günden itibaren 6 iş günü içerisinde işyerinin bulunduğu yerdeki İş Mahkemesi’nde itiraz edilebilir. İş Mahkemesi, 6 iş günü içinde kararını verir ve İş Mahkemesi tarafından verilen karar kesPinUp giris.